1950’ler, uzay keşiflerinin hızla ilerlediği ve insanlığın evrendeki yerini sorguladığı bir dönemdi. Soğuk Savaş’ın gerilimi bilimsel yarışa dönüştüğünde, Sovyetler Birliği ve ABD, uzayda üstünlük kurmak için büyük çabalar sarf etti. Sovyetler, 4 Ekim 1957’de Sputnik 1 uydusunu başarıyla fırlatarak dünya yörüngesine yerleştirdiler ve uzay yarışında önemli bir adım attılar. Ancak bundan yalnızca bir ay sonra, tarih yazan bir başka adım daha atıldı: Uzaya gönderilen ilk canlı, cesur köpek Laika.
Laika Kimdi?
Laika, Moskova sokaklarından alınan bir sokak köpeğiydi. Sokak köpekleri, dayanıklılıkları ve zorlu koşullara adapte olabilme yetenekleri nedeniyle uzay görevleri için ideal adaylar olarak görüldü. Bilim insanları, Laika’nın stresle başa çıkabileceğine ve uzay koşullarına dayanabileceğine inanıyordu. Küçük, zayıf, dişi köpeklerin uzay kapsüllerine sığdırılması daha kolay olduğu için bu özellikler de önem taşıdı.
Uzay Görevine Hazırlık
Diğer birkaç köpekle birlikte yoğun bir eğitim sürecine tabi tutuldu. Dar alanlarda uzun süreler geçirmeye alıştırıldı, hızla dönen merkezkaç makinelerinde dayanıklılığı test edildi ve giydirilen özel kıyafetlerle denemeler yapıldı. Sovyet bilim insanları, bu deneylerin onun uzaya çıkmaya hazır olup olmadığını anlamalarına yardımcı olacağını düşündüler.
Sputnik 2, Laika’nın kaderini belirleyen araçtı. 3 Kasım 1957’de uzaya fırlatılan bu kapsül, Laika’yı dünya yörüngesine taşıdı ve onu insanlık tarihindeki ilk uzay yolcusu yaptı.
Görevin Ardındaki Bilim
Laika’nın uzay yolculuğu, gelecekteki insanlı uzay görevlerine zemin hazırlamayı amaçlıyordu. Sovyet bilim insanları, bir canlının yörüngedeki koşullara nasıl tepki vereceğini öğrenmek istediler. Kalp atış hızı, kan basıncı ve nefes alma hızı gibi hayati göstergeleri izlemek için Laika’nın vücuduna çeşitli sensörler yerleştirildi.
Ne yazık ki, o dönemde Sovyetler Birliği, Laika’nın güvenli dönüşü için bir plan geliştirmemişti. Görev, bir canlıyı uzaya başarıyla göndermeye ve yörüngede tutmaya odaklanıyordu, ancak geri dönüş o an için teknik olarak mümkün değildi.
Laika’nın Sonu ve Mirası
Dünyadan ayrıldıktan birkaç saat sonra, kapsülde oluşan aşırı ısınma nedeniyle hayatını kaybetti. Bu trajik son, yıllar sonra Sovyet yetkililer tarafından açıklandı; çünkü ilk başta Laika’nın bir hafta hayatta kaldığı söylenmişti. Oysa ki, Laika’nın ölümü çok daha hızlı gerçekleşmişti.
Her ne kadar Laika’nın hikayesi trajik bir sonla bitmiş olsa da, onun cesareti ve bu görevdeki rolü, uzay yolculuğunun önünü açtı. 1961’de Yuri Gagarin’in insanlı ilk uzay uçuşunu gerçekleştirmesinin ardında Laika’nın cesareti ve Sovyet bilim insanlarının elde ettiği değerli bilgiler yatıyordu.
Laika’nın Anısına
Dünya çapında bir kahraman haline geldi. Pek çok heykel ve anıtla onurlandırıldı, adı ders kitaplarına ve çocuk hikayelerine girdi. 2008’de Rusya, Laika anısına Moskova’daki bir araştırma tesisine küçük bir heykel dikti.
İnsanlığın uzaya olan tutkusunun bir sembolü haline geldi. Onun hikayesi, bilimsel ilerlemeler uğruna yapılan fedakarlıkların ve cesaretin hatırlatıcılarından biri olarak daima anılacak.
“Uzay Otelleri” adlı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Bu tarz benzersiz içerikler için web sitemizi ve de instagram hesabımızı takip etmeyi unutmayınız.