Aperatif beslenmeye, hızlı yemek yemeye, zamandan ve maliyetten tasarruf etmek isterken sağlıksız bir zincirin parçası olmaya karşı başlatılan slow food düşünce sistemi, ilk olarak İtalya’da ortaya çıkıyor. Bu akımın en önemli misyonu ise fast food alışkanlıklarının getirdiği hızlı ve besin değeri düşük olan beslenme şeklini değiştirmektir. Yerel üretime, doğru pişirme tekniklerine, taze ürünlerin kullanıldığı yemeklere ve yavaş anın tadını çıkartarak yemek yeme alışkanlığı kazanmaya yönelik bir akımdır.
Slow food toplum tarafından sadece ayakta yemek yeme alışkanlığının karşıt bir görüşü olarak değerlendirilmemeli diyen araştırmacılar, bu akımın büyük bir alana hitap ettiğini savunuyor. Endüstriyel üretimin, zincir restoranların insanların yemek yeme alışkanlığını kısır bir döngüye dönüştürdüğünün altını çizen akım, küçük üreticiler ve şeflerle projeler geliştirmeye çalışıyor. Slow food (yavaş gıda) tüm incelikleri ve bakış açısı ile insanlara daha iyi beslenme ve yaşama ayrıcalığını getiriyor.
Slow Food (Yavaş Gıda) Nedir?
Geleneksel üretim metotları ile üretilen besinlerin, yine geleneksel yöntemleri ile hazırlanmasını ve insanların yemeklerini sakin ve yavaşça, tadını çıkartarak tüketmesi gerektiğini savunan slow food akımı, fast food alışkanlığına karşı bir eleştiri olarak dünya genelinde ses getirdi.
Katkısız ürünlerle hazırlanan yemekleri tüketmeye yönelik bir hareket olarak ortaya çıkan slow food ile insanların yemek yemeye vakit ayırması ve sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmeleri amaçlanıyor. Doğaya karşı uygulamalar ile üretilen endüstriyel ürünlerin kullanımından ziyade, doğal ve ilaçsız olarak üretilen ürünlerin kullanılmasını teşvik eden düşünce, yerel üreticileri korumaya da öncelik veriyor.
Nesillerin bu üretim tekniklerini, beslenme alışkanlıklarını edinmesi ve doğanın dışarıdan yapılan müdahalelerden korunması gerektiğini vurgulayan akım, nitelikli ürünler ile anı yakalayarak beslenmenin önemini açıkça ortaya koyuyor.
Slow Food’un Amacı Ne?
Slow food sadece bugünü değil, geleceğin nesillerini de düşünen bir vizyonu savunuyor. Bugünün beslenme alışkanlıklarının, üretim ve pişirme şekillerinin hızlı tüketimi kolaylaştırdığını ve insanların sağlıklı beslenme metotlarından uzaklaştığını vurgulayan bir düşünceyi ortaya koyuyor. Dakikalık yemek araları ile beslenmeye başlayan insanların, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmış olan insanlara göre sayıca daha fazla olduğu ve fast food alışkanlığının tüm dünyaya hâkim olduğu, günümüzde açıkça ortada.
Lokal üretim ile sağlıklı yaşam alışkanlıklarının desteklenmesini amaçlayan slow food felsefesinde yer alan düşünce biçimleri aşağıdaki gibidir:
- Sağlıksız ve katkı maddeli gıdalar yerine, doğru üretim teknikleri kullanılmış gıda ürünlerinin tercih edilmesi
- Katkılı ve doğal olmayan besinlerin üretimini tüketim çılgınlığına ayak uydurmak için hızla geliştiren endüstri firmalarından alışveriş yapmak yerine, yerel satıcıların ve pazarların tercih edilmesi
- İnsanların yemeklerini rahatça ve tadını alarak tüketebilmesi için zaman ayırmaları
- Geleneksel üreticilerin ve doğru pişirme teknikleri ile doğru sürelerde yemek hazırlayan şeflerin desteklenmesi
Tüm bu düşüncelerin benimsendiği slow food akımı, doğru üretim ve sağlıklı ürünler ile hazırlanan yemeklerin yeterli süreler içerisinde tüketilmesinin hem insanlar için hem de doğa için çok daha iyi sonuçlar doğuracağının altını çiziyor.
Slow Food Nasıl Ortaya Çıktı?
Küresel ölçüde büyüyen fast food zincirlerinin İtalya’da açılmasının ardından, 1986’da bu konuya dikkat çeken gazeteci Carlo Petrini, slow food akımının kurucusudur. Amerikan beslenme modelini reddeden gazeteci, taze ürün kullanmanın doğru olduğunu ve bu sebeple de yerli üreticinin desteklenmesinin gerekliliğini savunuyor.
Yemeklerin doğru teknikler ile olması gereken sürede olması gereken tüketim kalitesi ile insanlara sunulmasını savunan slow food (yavaş gıda), üretimde endüstriyel müdahalelerin, gıdalar ve insanlar üzerinde yanlış bir etki bıraktığı düşüncesinden ortaya çıkmıştır. Bu müdahaleler sonucunda, üretilen gıdaların gerçek besin değerlerine sahip olmamaları ve lokal üretimin sonunu getireceği görüşünde olan akımın savunucuları, doğru ve sağlıklı beslenmenin nesillere aktarılabilmesi için yerel üretim metotlarının desteklenmesinin doğru olduğunu düşünüyor.