Yeni Nesil Araçlar: Hidrojen ile Giden Araçlar

Elektrikli araçların yaygınlaşmasının ardından, doğa dostu teknolojilere hidrojenli araçlar da eklendi. Bugün Toyota, Nissan, BMW, Renault ve Tesla gibi markaların fosil yakıt kullanmayan teknolojilerle elektrikli araç satışları oldukça yaygınlaştı.

Hidrojenli araçların içerisinde tıpkı elektrikli araçlarda olduğu gibi bir batarya yer alıyor. Su ve hidrojen moleküllerini çarpıştırarak elektrik elde eden batarya sistemi, hidrojenli araçların temelini oluşturuyor.

Hidrojenli araçlarda bir de tıpkı günümüz araçlarında olduğu gibi egzoz borusu yer alıyor. Bu borudan çıkan atık ise yalnızca su damlaları. Doğa dostu bu araçlar, hava kirliliğine ve gürültü kirliliğine karşı oldukça başarılı bir sonuç ortaya çıkarıyor. Hidrojenli araçların deposu, birkaç dakika süren bir işlemle benzinli araçlar gibi dolduruluyor. Deposu dolu hidrojenli bir araç ortalama 400 kilometre yol kat edebiliyor. Bu rakam benzinli araçlarda 600 km’ye ulaşıyor.

Hidrojenli araçlar için “yakıt hücreli elektrikli araçlar” tabiri kullanılıyor. Bu araçlarda bulunan yakıt tanklarında oksijen, hidrojen ile tepkimeye girerek elektrik ve su üretiyor. Bu kimyasal tepkime sonucunda aracın atık borusundan yalnızca su çıkıyor.

Bu araçların dünyada en yaygın kullanıldığı ülke Danimarka. Ülkede hidrojen yakıt istasyonlarının her bölgeye yayıldığı biliniyor. Almanya, Norveç, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler de bu sektöre olan ilgisini artırmış durumda.

Hidrojen ile Giden Araçların Avantajları Nedir?

  • Benzin ve dizel gibi doğayı kirleten fosil yakıtlara ihtiyaç duymaz.
  • Doğa dostu araçlardır ve temiz havanın korunmasına katkı sağlar.
  • Sessiz çalışma sistemiyle gürültü kirliliğine sebep olmaz.
  • Hidrojen farklı kaynaklardan elde edilebilir bir madde olduğu için kaynak sıkıntısına rastlanmaz.
  • Hidrojen karbonsuz bir yakıt olduğu için yan etkisi az enerji kaynaklarındandır.
  • Yakıt hücreli bu araçlar soğuk hava ile uyumlu çalışır.
  • Hidrojen güvenlidir, hafiftir ve tüm testlerden geçirilerek araçlarda güvenli bir şekilde kullanılabilir.

Hidrojenli mi Yoksa Elektrikli Araçlar mı?

Hızlı gelişen teknoloji ile elektrikli araçların hızla yaygın bir kullanıma ulaştığı biliniyor. Bu süreçte ortaya çıkan hidrojenli araçlar, elektrikli araçların gölgesinde kalmış görünse de zamanla elektrikli araçlardan daha avantajlı yönleri fark edileceği düşünülüyor.

Örneğin hidrojenli araçların bataryaları, elektrikli araçlara göre çok daha hafif. Üstelik elektrikli araçlar gibi uzun süre şarj edilmeye ihtiyaçları yok ve kısa bir sürede depolarını doldurmak mümkün. Bu durum farklı iş modellerinde ve toplu taşımacılıkta işlevsel bir araç olarak kullanılmalarına olanak sağlayacak gibi görünüyor.

Hidrojenle Giden Araç Örnekleri

Hidrojenle çalışan araç üretimi giderek hızlanıyor. Bu konuda öncü olan Honda ve General Motors gibi markaların ardından diğer markalar da hidrojenli araçlara yatırımlarını artırıyor.

Hidrojenle çalışan birkaç araç örneği verelim;

1.     Honda Clarity

Amerika’da kiralanabilecek araçlar arasında yer alan Honda Clarity, ortalama 500 km mesafeye ulaşabilecek bataryaya sahip.

2.     General Motors –Amerikan Ordu Aracı

Arazi koşullarına uygun tasarımı, 37 inçlik jantları ve geniş iç hacmi ile otomobil severlerin dikkatini çeken bir model.

3.     Toyota Mirai

2014 yılında piyasaya sürülen bu araç 570 km mesafeye ulaşabiliyor.

4.     Mercedes-Benz GLC F-CELL

Çarpıcı tasarımıyla dikkat çekiyor.

5.     Nikola Motor Company

Kamyon sınıfında yer alan hidrojenli araç modeli.

Bu araçlar dışında Lexus, Audi, BMW ve Ford gibi önemli markaların da hidrojen ile çalışan araçları mevcut. Giderek popülerleşmesi beklenen araçlar için gerekli altyapının oluşturulması ve maliyetinin yüksek olması, kısa sürede diğer araçların yerini almasını zorlaştıran etkenler arasında. Bu konuda en başarılı örnek, hidrojen dolum istasyonu sayısı en fazla olan Danimarka olarak gösteriliyor.