“Kaybetme korkusu” FOMO, kaçırma korkusunu tanımlar ve mevcut dünyamızın dijitalleşmesiyle yakından ilişkili sosyal bir olgudur. Giderek daha fazla insan, gerçek bir psikolojik yük haline gelebilecek bu duygunun farkındadır.
FOMO’ya neyin sebep olduğunu, sonuçlarını ve bu korkunun üstesinden gelmek için hangi adımları atabileceğinizi öğrenmek önemlidir.
FOMO Nedir?
Kaybetme korkusu, önemli bir şeyi kaybetme korkusu olarak anlaşılabilir ve özellikle medyada birkaç yıldır sıklıkla kullanılır. Özellikle genç gruplar arasında gayri resmi konuşmalarda duyulan FOMO, heyecan verici ve ilginç bir olayı kaçırma korkusunu ve başkalarının daha iyi, daha dolu bir hayata sahip olduğu hissini tanımlar. Terim, ne yaptıklarını bilmek için başkalarıyla sürekli dijital iletişim halinde olma ihtiyacı ile ilişkilidir.
FOMO’nun birçok yüzü ve tetikleyicisi vardır. Arkadaş etkinlikleri bunların en önemlisidir. Arkadaşların ve tanıdıkların genellikle yaptığı ve herhangi bir nedenle dahil olunamayan etkinlikler FOMO’yu tetikleyebilir. Değer verdiğiniz kişiler tarafından dışlanma ve sevilmeme korkusu olduğunda ortaya çıkar.
FOMO’nun bir başka nedeni de her an telefona basit bir dokunuşla erişilebilen sürekli haber akışıdır. Günde 24 saat güncel kalmak neredeyse imkansızdır. Buna rağmen FOMO hastaları trendleri, haberleri veya fırsatları kaçırmamak için bir güncellemeden, bir haber sayfasına ve ardından mesajlaşma uygulamasına geçmeyi dener.
Dijital pazarlamada da FOMO, ürün satışlarını artırmak için bilinçli olarak kullanılır. Örneğin geri sayımlar, ürünün hala kullanılabilir olacağı günlerin sayısını gösteren web sayfalarına yerleştirilmiştir.
FOMO: Sosyal Ağların Anlamı
FOMO terimi ilk olarak sosyal ağların genişlemesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ancak insanlığın kendisi kadar eski bir olgu olduğu için yeni değildir. Hayatı boşa harcama, fırsatları kaçırma veya yanlış kararlar verme korkusu, insanların her zaman bildiği bir şeydir.
Sosyal medya, kaybetme korkusunun yoğunluğunu ve sıklığını yalnızca büyütmüştür. Çünkü Facebook, Instagram ve diğer uygulamalar sayesinde sürekli başkalarının hayatlarına erişilebilir. Dijital hesaplar, hayatımızı sürekli olarak başkalarınınkiyle karşılaştırmaya teşvik eder.
FOMO nedeniyle aniden hayat donuk ve yavan görünebilir ve kişiler kendini “kaybedenler” olarak görebilir. Kıskançlıklar filizlenip kişilerin benlik saygısını çökertir. Sosyal olarak yalıtılmış hisseden insanlar, sosyal medyayı kullanırken özellikle FOMO geliştirmeye eğilimlidir. Sosyal platformlar yeni bağlantılar kurma fırsatı sunduğu için olumlu bir etkiye sahip olduğu varsayılabilir, ancak çalışmalar etkilerinin oldukça yıkıcı olduğunu gösteriyor.
Kullanıcıların arkadaş gruplarında heyecanlı görünen hayatlarını kutladıkları birçok fotoğraf ve video güncellemesine göz attığınızda, tatmin edici bir sosyal hayatınız yoksa daha yalnız ve izole hissedebilirsiniz. Bu nedenle sosyal ağlarda daha fazla zaman geçirme isteği genellikle bir grubun parçası hissetmek için ortaya çıkar. Ancak, gerçek ilişkiler genellikle bu şekilde doğmaz.
FOMO’ya Kimler Yatkındır?
FOMO’yu her yaşta herkes yaşayabilir. Bununla birlikte, bu fenomen özellikle ergenler ve genç yetişkinler arasında yaygındır. Bazı araştırmalar, bunun temel olarak sosyal ağları en çok kullanan yaş grubu olmasından kaynaklandığını doğrulamaktadır.
Carleton ve McGill üniversitelerinden araştırmacılar, FOMO’nun kişilik tipinden bağımsız olarak herkesi etkilediğini belirlemiştir. Bu nedenle, nevrotik veya dışa dönük olmayan kişilerin “kaybetme korkusu” yaşama olasılığı daha yüksektir. Ayrıca kişisel durumundan memnun olmayan, sevgi ve saygı ihtiyaçları karşılanmayan kişiler FOMO’ya ortalamadan daha yatkındır.
Araştırmalarda görüldüğü gibi belirli faaliyetleri (örneğin iş) gönüllülükten ziyade bir zorunluluk olarak yorumlayan kişilerin FOMO değerleri daha yüksektir. FOMO ve sosyal medya istismarı yakından ilişkili olduğundan, korkunuzun ne zaman endişe verici olmaya başladığını belirlemeniz gerekir. Geçici bir çözüm olarak, genel sosyal medya veya cep telefonu kullanımınızı izleyen ve sınırlayan uygulamaları telefonunuza yükleyerek FOMO’nun önüne geçmek için adım atabilirsiniz.