Aile şirketi, yaşamları iç içe geçmiş bireylerin birlikte bir iş kurması ve bu işin devamlılığını sağlaması gibi fiilleri kapsar. İş yaşamı dışında aile içinde bile zaman zaman çatışmalar görülmesi ve fikir ayrılıkları olması normal görülürken, aile hayatını iş hayatına taşımak bu çatışma durumlarını artırma riski taşır.
Bununla birlikte aile içi ilişkilerini sevgi ve saygı çerçevesinde yürütebilen insanlar, iş hayatında da profesyonel davranarak bu tür çatışmaların önüne geçebilir. Hatta ortak amaç ve hedefler doğrultusunda planlı ve birlikte hareket ederek aile şirketlerini büyütüp, güzel kazançlar elde edebilirler.
Aile Şirketinde Çalışmanın Zorlukları Nelerdir?
Aile içi ilişkilerinde eşit sorumluluk dağılımı ne kadar önemliyse iş hayatında da aile bireylerinin kendi sorumluluklarını alması son derece önemlidir. Aile şirketinde herkes en iyi olduğu iş bölümünü kendi üzerine alıp, aileden bağımsız bir şekilde sorumluluğunu üst düzeyde yerine getirirse; işlerin yolunda gitmesi ve başarının gelmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle aile şirketlerinde en önemli konu, kimin ne iş yapacağı ile ilgili sınırların net bir şekilde çizilmiş olmasıdır.
İnsan ilişkileri aile ve iş yaşamında farklılık gösterir. Bunun bilincinde olarak iş ortamında aile bireylerine akrabalık bağlarından bağımsız olarak isimle hitap edilmesi; karşılıklı saygıyı beslerken, müşteriler ve diğer çalışanlar tarafından da olumlu bir tutum olarak değerlendirilir.
Aile şirketlerinde yaşanan en büyük zorluk duygusal bağlar olarak gösterilebilir. İş yaşamı profesyonelliğe dayalı bir sistem olduğu için önemli olan her zaman işi iyi yapan kişilerin istihdamını sağlamaktır. Aile şirketlerinde bu durum biraz farklılık gösterebilir. Bağlılık duygusu ile kişiler ilgi ve yeteneklerinin olmadığı alanlarda istihdam edilebilir. Bu da uzun vadede olumsuz sonuçlara yol açacaktır. Bu nedenle iş tanımı, kapsamı ve sınırları çok net çizilmeli; sorumluluk üstlenemeyecek bireyler aile şirketi dışında kalmayı kabullenmelidir.
Aile Şirketinde Çalışmanın Avantajları ve Dezavantajları
Aile şirketi kurmak aslına bakılırsa büyük bir risktir. Ancak nesiller boyu devam ettirilen şirketlerin varlığı, bu riskin çok güzel sonuçlar doğurabileceğini de gösterir.
Aile şirketinde çalışmanın avantajları arasında şunlar yer alır;
- Çalışma ortamındaki kişiler ailenizdendir, yani güvenilir bir çalışma ortamına sahip olursunuz.
- Birlikte çalışma ve başarma duygusu aile şirketi çalışanlarında motivasyon kaynağı olur.
- Aile şirketlerinde işler pratik ve hızlı ilerler. Prosedürlerin daha az olması kararların çabuk alınmasını sağlar.
- Aile şirketlerinde bireyler birbirlerine zor zamanlarda destek olurlar. Böylece zorlukların üstesinden daha kolay gelmek mümkündür.
Aile şirketinde çalışmanın dezavantajları ise şöyledir;
- Bireyler aile bağlarına güvenerek sorumluluk isteyen işlerinde esnek ve umursamaz davranabilir. Bu da yönetimsel sorunlara yol açabilir.
- Aile şirketlerinde biriken sermaye, gelecek nesillerin tutumu ve beklentileri neticesinde çatışmalara neden olabilir.
- Nesiller arası fikir ayrılıkları nedeniyle iş fırsatlarını değerlendirememek gibi sorunlarla karşılaşılabilir.
Türkiye’deki Aile Şirketlerinin Günümüzdeki Durumları
Türkiye’de aile şirketlerine baktığımızda en önde gelenlerden bir tanesi Koç Holding’dir. 1926 yılında Vehbi Koç tarafından kurulan şirket, nesilden nesile devam eden başarılı bir aile şirketidir. Şu an Ömer M. Koç’un Yönetim Kurulu Başkanı olduğu şirket, Türkiye’nin en zengin aileleri arasında ilk sırada bulunuyor.
Koç Holding gibi aile şirketi olan Sabancı ise 1967 yılında Hacı Ömer Sabancı tarafından kurulmuş ve enerji, sanayi, finansal hizmetler, bankacılık ve vakıf konularında önemli başarılara imza atmıştır. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Sabancı ailesinin üçüncü nesil üyesi Güler Sabancı’dır.
Günümüzde Aile Şirketleri Nereye Gidiyor?
Dünya’nın en zengin ilk 10 şirketinin 7 tanesi aile şirketinden oluşuyor. Aile şirketleri ekonomiyi oldukça derinden etkileyen kurumlar olarak görülüyor. Ancak son yıllarda aile şirketlerinin ikinci nesle ulaşamadan çoğunlukla son buluyor olması, Türkiye ekonomisi açısından ciddi zararlara yol açıyor. Bu nedenle aile şirketlerinin kurumsallaşması, şirket ve çalışanları arasında kesin sınırlar çizilmesi gerektiği vurgulanıyor.